İhale Evrakını Kuruma Sunan Kişinin Cezai Sorumluluğu
İhaleye teklif veren şirket yetkilisi olmayan ve teklif içeriğinden bilgisi olmadığı anlaşılan sanığın savunmalarının aksinin kesin delillerle ispatlanamadığı,
Suç işleme kastıyla hareket ettiği yönünde de inandırıcı delil bulunmayan sanığın mahkumiyetine karar verilmesinde isabet bulunmadığı hakkında.
Yargıtay 5. Ceza Dairesinin 05.06.2024 tarih ve 2021/12359 E. 2024/6728 K. Sayılı Kararı:
“…
Mahkemece duruşma gün ve saatini bildiren davetiyenin Hazineye usülüne uygun olarak tebliğ edildiği, Hazine vekili tarafından Mahkemeye ibraz edilen 06.01.2014 havale tarihli dilekçeyle yalnızca Milli Savunma Bakanlığı adına davaya katılma talebinde bulunulduğu, Hazine adına katılma talebinde bulunulmadığı, bu talep doğrultusunda 10.01.2014 tarihli celsede Milli Savunma Bakanlığının davaya katılan olarak kabulüne karar verildiği, bu kapsamda davadan haberdar edilen ve katılma talebinde bulunmayan Hazinenin katılan sıfatını kazanmadığı ve gerekmediği halde gerekçeli kararın tebliğ edilmesinin hükümleri temyiz hakkı vermeyeceği anlaşılmakla, Hazine vekilinin temyiz isteminin 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 Sayılı Kanun’un 317. maddesi uyarınca REDDİNE, incelemenin katılan bakanlık vekilinin beraat, müdafiilerinin sanıklar …, …, …, …,… ve … haklarında, sanıklar … ve …’nın da kendileri hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazları ile sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
KARAR : Sanıklardan … hakkında iddianamede belirtilen 5 numaralı eylem yönünden ve … hakkında verilen beraat hükümlerine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Delilleri takdir ve gerekçesi gösterilmek suretiyle verilen beraat hükümleri usul ve kanuna uygun olduğundan yerinde görülmeyen katılan bakanlık vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
Sanık … hakkında verilen beraat hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında dava konusu yapılan ihale nedeniyle kurum zararı oluşmadığı nazara alındığında; sanığa isnat edilen eylemin 5237 Sayılı Kanun’un 6459 Sayılı Kanun’un 12. maddesiyle değişik 235/3-b maddesi kapsamında düzenlenen ihaleye fesat karıştırma suçunu oluşturabileceği, bu suçun söz konusu maddede öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla aynı Kanun’un 66/1-e ve 67/4. maddelerinde belirtilen 8 yıllık asli ve 12 yıllık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, zamanaşımını kesen son işlem olan 10.01.2014 tarihli sorgu ile inceleme günü arasında asli dava zamanaşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından hükmün 5237 Sayılı Kanun’un 7/2 ile 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddeleri de gözetilmek suretiyle 1412 Sayılı Kanun’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasa’nın 322/1 ve 5271 Sayılı Kanun’un 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE,
Sanıklar …, …, …, …, …, …, … ve … hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık … dışındaki sanıklar hakkında kurulan mahkumiyet hükümleri yönünden yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanık … hakkında, iddianamede belirtilen 3 ve 4 numaralı ihalelerde sanık … adına ihale evrakını ilgili kuruma sunduğu kabul edilerek zincirleme şekilde ihaleye fesat karıştırma suçundan mahkumiyet kararı verilmiş ise de; sanığın savunmasında, …’ın ricası üzerine sadece ihale evrakını kuruma teslim ettiğini, ihale sürecine ilişkin bilgisi olmadığını ve suçlamaları kabul etmediğini beyan etmesi karşısında, ihaleye teklif veren şirket yetkilisi olmayan ve teklif içeriğinden bilgisi olmadığı anlaşılan sanığın savunmalarının aksinin kesin delillerle ispatlanamadığı gibi suç işleme kastıyla hareket ettiği yönünde de inandırıcı delil bulunmadığı gözetilerek beraatine karar verilmesi yerine yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde mahkumiyet hükmü kurulması,
Dava konusu ihaleler nedeniyle kurum zararı meydana gelmediği nazara alınarak, sanıklar …, …, …, …, …, … ve … hakkında belirlenecek temel cezanın 6459 Sayılı Kanun’un 12. maddesiyle değişik 235/3-b maddesine göre tayini gerektiği halde 235/1. madde uyarınca uygulama yapılarak fazla ceza tayini,
Yüklenen suçu 5237 Sayılı Kanun’un 53/1-a maddesindeki hak ve yetkileri kötüye kullanmak suretiyle işledikleri kabul edilen ve kamu görevlisi olan sanıklar … ve … hakkında 53/5. maddesi uyarınca, ayrıca, cezasının infazından sonra işlemek üzere, hükmolunan cezanın yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkilerin kullanılmasının yasaklanmasına karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması,
Kamu görevlisi olmayan sanıklar hakkında 4734 Sayılı Kamu İhale Kanunu’nun 17/a maddesi yollamasıyla anılan Yasa’nın 59/1. maddesi uyarınca yasaklama kararı verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
SONUÇ : Kanuna aykırı, sanıklar …, …, …, …, ve … müdafileri ile sanıklar … ve …’nın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin 5320 Sayılı Kanun’un 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 Sayılı Kanun’un 321 ve 326/ son maddeleri uyarınca BOZULMASINA 05.06.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”