Mal Rejimin Tasfiyesi Davası- Islah İle Yapılabilecek İşlemler
Dava konusu olmayan istemin ıslahla dava kapsamına alınmasının mümkün olmadığı,
Mal rejiminin tasfiyesi davasının boşanma davasının fer’isi olmadığı, ayrı bir dava olduğu, dolayısıyla başından beri dava konusu edilmeyen mal rejimi davasının ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine kanuni açıdan imkân bulunmadığı hakkında.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 26.09.2024 tarih ve 2023/6509 E. 2024/6432 K. Sayılı kararı:
“…
- Davacı kadın vekili boşanma davasına karşı dava dilekçesi olarak sunulan dilekçesinde; davalının mal kaçırma niyetiyle elden 46 ACM … plakalı aracı devrettiğini, ayrıca davalının bankadaki birikmişlerini de çektiğini, davalının OYAK sisteminde birikmişi olduğunu, söz konusu hesaba tedbir konulması gerektiğini açıklayarak sonuç kısmında karşı davanın kabulü ile, müvekkili lehine nafaka, maddi-manevi tazminat taleplerinin kabulünü talep ve dava etmiştir.
2.Davacı kadın vekili ıslah edilen karşı dava dilekçesinde; davalı adına 5254 ada 1 parsel 8 numaralı işyerinin olduğunu, bunun edinilmiş mal olduğunu, değerinin yarısının verilmesinin gerektiğini, davalının boşanma davasından 2 gün önce mal kaçırma amacıyla elden çıkardığı 46 ACM … plakalı aracın bedelinin hesaplamaya dahil edilmesi gerektiğini, davalının maaşından kesilip de tasarruf amacıyla biriken paranın da mal rejimine dahil olduğunu, davalının bankadaki var olan parasının ve mal kaçırmak amacıyla çektiği parasının da hesaba dahil edilmesinin gerektiğini, davalının müvekkilinin bireysel emeklik sisteminde biriken parasını aldığını, bunun da ödenmesinin gerektiğini, müvekkilinin evlilikten önceki biriktirmiş olduğu 2.000,00 Dolar, uzlaştırma bürosundan aldığı ücretlerin de hesaba katılmasının gerektiğini belirterek; müvekkili ve ortak çocukları için nafaka, maddi-manevi tazminat taleplerinin kabulünü, müvekkilinin altınlarının aynen olmazsa bedeli olan 20.000,00 TL’nin faizi ile tahsilini, ayrıca mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan şimdilik 10.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
- CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
- Dava, boşanma dava dosyasında açılan karşı davanın ıslah edilerek açılmış olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebinin boşanma dava dosyasından 23.02.2021 tarihli celsede ayrılmasına karar verilmiştir.
- İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının asıl dava dosyasına sunduğu cevap ve karşı dava dilekçesinde boşanma ve fer’ilerine yönelik talepleri haricinde her ne kadar netice ve sonuç kısmında yer almasa da dilekçe içeriğinde ziynet eşyası talebi de mevcut olmakla birlikte mal rejimine ilişkin bir talebinin yer almadığı; cevap ve karşı dava dilekçesinin ıslahı başlıklı 29.12.2020 tarihli dilekçe içeriğinde davanın tamamen ıslah edildiğine ilişkin bir ibare yer almasa da dilekçe içeriğinden davacının asıl davaya yönelik cevap dilekçesi ve karşı davasını tamamen ıslah etmeyi amaçladığının anlaşıldığı; mal rejiminden kaynaklanan alacak davası boşanma davasının fer’isi niteliğinde olmayıp ayrı bir dava niteliği taşıdığı, ıslah işleminin usuli bir taraf işlemi olduğu, ıslah işleminin yeni bir dava olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığı, ıslah yoluyla dava niteliği kazandırılması söz konusu olmayan mal rejimi talebi bakımından usulüne uygun açılmış bir dava bulunmadığı gerekçesiyle, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
- İSTİNAF
- İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
- İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; davanın tam ıslah edildiğini, tam ıslahla dava dilekçesinde talep edilmeyen bir kalemin de dava konusu edilebileceğini, kararın hatalı olduğunu, aksi halde usulüne uygun açılmış bir dava bulunmuyorsa bu talebin ayrılmasına karar verilerek ayrı esas üzerinden müstakil dava vasfı kazandırılarak müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesin de hatalı olduğunu belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.
- Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; başından beri dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine kanuni açıdan olanak bulunmadığı; toplanan deliller ve dosya kapsamına göre, davacının karşı dava dilekçesinde sadece boşanma ve boşanmanın fer’ileri ile ziynet eşyası talebinde bulunduğu, bilahare ıslah dilekçesi ile boşanma davasının fer’ilerinden olan maddi tazminat ile nafakaların miktarını arttırdığı, ziynet eşyası bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL ziynet bedeli talebinin yanında karşı dava dilekçesinde talep etmediği mal rejiminin tasfiyesi talebinde de bulunduğu, mal rejiminin tasfiyesi davasının boşanma davasının fer’isi olmadığı, ayrı bir dava olduğu, dolayısıyla başından beri dava konusu edilmeyen mal rejimi davasının ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu edilmesine kanuni açıdan imkan bulunmadığı gerekçesiyle, başvurunun esastan reddine reddine karar verilmiştir.
- TEMYİZ
- Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesi’nin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
- Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; davanın tam ıslah edildiğini, tam ıslahla dava dilekçesinde talep edilmeyen bir kalemin de dava konusu edilebileceğini, kararın hatalı olduğunu, aksi halde usulüne uygun açılmış bir dava bulunmuyorsa bu talebin ayrılmasına karar verilerek ayrı esas üzerinden müstakil dava vasfı kazandırılarak müvekkili aleyhine yargılama giderlerine hükmedilmesin de hatalı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
- Gerekçe
- Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, ıslahla yapılabilecek işlemler, ıslahla dava konusu olmayan istemin dava kapsamına alınmasının mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
- İlgili Hukuk
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 26. maddesi, 33. maddesi, 176 ve devamı maddeleri, 190. maddesi, 369. maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371. maddeleri.
- Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 Sayılı Kanun’un 371. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
SONUÇ : Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 Sayılı Kanun’un 370. maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Adli yardımdan yararlanması sebebiyle başlangıçta alınmamış olan aşağıda yazılı karar ve ilam harcı ile temyiz başvuru harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 26.09.2024 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.”